Doğru Rehberlik, Güçlü Hareket!
Hizmetlerimiz
Sağlıklı Hareket, Sağlıklı Yaşam!
Sportif rehabilitasyon, spor yaralanmalarının önlenmesi, yaralanma meydana geldikten sonra iyileşme sürecini hızlandırmak ve sporcuların mümkün olan en kısa sürede spor yapmaya geri dönmelerini sağlamak için fizyoterapistler tarafından kişiye özel uygulanan rehabilitasyon türüdür. Bu rehabilitasyon programları, profesyonel sporcuların yanı sıra spor yapmaya tutkulu amatör sporcular için de oldukça önemlidir.
Sportif rehabilitasyonun amacı, spor yaralanmalarının tedavisini ve iyileşmesini optimize etmek, kas-iskelet sistemi problemlerini azaltmak ve sporcuların performanslarını yeniden kazanmaya yardımcı olmaktır.
Sportif Rehabilitasyon Sürecinde Fizyoterapistler Neler Yapar?
Aktivite sırasında veya sonraki süreçte yaralanma meydana geldiğinde, yaralanma çeşidi, dokunun ihtiyacı belirlenip hızlı bir şekilde rehabilitasyon sürecine başlamak gerekir. Etki edeceğimiz alana yoğunlaşmak için yaralanma türleri bilinmelidir.
Sporcu yaralanma çeşitlerine bakıldığında, yumuşak doku yaralanmaları, eklem yaralanmaları, kemik yaralanmaları, tendon yaralanmaları olarak 4 grupta sınıflandırılabilir. Bu yaralanmalar kontüzyon (ezik-bere), hematom (kan birikmesi),açık yaralar, kramp,tenosinovit, tendon kopmaları,kas yaralanmaları,bursit, zorlanma ve incinmeler, burkulma, hemartroz, çıkıklar ve kırıklardır.
Bunlara ek olarak kas sertliği,kas yorgunluğu,kas krampları ve uzun süreli dinlenmeden yapılan antreman sonucunda sürantreman sakatlanmaları meydana gelebilmektedir.
Doktor tarafından tanının koyulması ve bizlere yönlendirmesi ile sportif rehabilitasyon sürecimiz başlar.
Sportif rehabilitasyon 3 ana dönemden oluşur;
• Akut dönem: Bu dönemde amaç sporcuyu yeni bir yaralanmadan korumak, yaralanmaya ilişkin semptomları azaltmak ve hızlı iyileşmeyi desteklemektir.
• İyileşme dönemi: Eklem hareket açıklılığını sağlamak, genel kondisyon düzeyini korumak, kuvvet, denge, endurans ve propriseption gelişimini sağlamaktır.
• Spora dönüş: Esnekliğin ve nöromüsküler kontrolün sağlanması, kuvvet ve enduransı geliştirmek, yaralanma öncesi performans düzeyine dönmek amaçlarınır.
Sportif rehabilitasyon sonrası elde edeceğimiz kazanımlar ise şu şekildedir;
• Ağrının giderilmesi ve inflamasyonun azaltılması (bu amaçla istirahat, soğuk uygulama, kompresyon, elevasyon ve stabilizasyon yöntemleri uygulanır),
• Kas kuvveti, dayanıklılığın yeniden kazanılması,
• Sakatlık sonucu meydana gelen hareket kısıtlayıcı faktörlerin ortadan kaldırılması ve eklem hareket açıklığının normale döndürülmesi,
• Kaybedilen kondüsyonel özelliklerin geri kazanılması,
• Kişinin mesleğine özgü olan becerilerinde geri kazanımlar,
• Aerobik kapasite ve dayanıklılığın yeniden sağlanması.
Tüm bunların uygun zamanlarda, uygun tempoda ve doğru programlarla uygulanması ve geliştirilmesi rehabilitasyonun temel unsurlarındandır. Tam anlamıyla sahalara dönüş bu aşamaların tamamlanması ile mümkün olacaktır.
Spor yaralanmalarının oluşmasında antrenman teknikleri ve sporda kullanılan ekipmanlarda önemli rol oynayabilir. Bu hususlar da dikkate alınmalı ve kişi ideal antrenman teknikleri kapsamında biliçlendirilmelidir. Kişiye özel hazırlanan program sonucu süreç yönetimi yukarıda bahsedilen şekilde gerçekleşir. Bu programlar, genellikle bütüncül bir yaklaşım benimser ve fizyoterapistler, osteopatlar,spor hekimleri, ortopedistler, psikologlar ve beslenme uzmanlarını içerebilir.
SportsCareClinic bünyesinde sportif rehabilitasyon için ihtiyaç duyulan tüm hizmetlere yer verilir.
Omurga sağlığı kapsamında gerçekleştirilecek uygulamalar uzmanlarımız tarafından yapılan detaylı bir değerlendirme ile başlar. Bu değerlendirme, kişinin omurga yapısını, duruşunu, hareket kabiliyetini ve herhangi bir potansiyel problemi belirlemek için yapılır. Bireysel danışmanlık ve çözüm önerileri sunarak omurga sağlığını iyileştirmeye yönelik danışan ile bir planlama üzerine çalışılır. Omurga sağlığı hizmetleri genellikle fizyoterapi seansları içerir. Bu seanslar, omurga sorunlarına yönelik özel egzersizler, manuel terapi tekniklerinden oluşur. Omurga ağrılarını hafifletmek, duruş bozukluklarını düzeltmek ve kasların gücünü artırmak hedeflenir. Omurga sağlığına dikkat edilmesi , kişilerin günlük yaşamlarında daha az ağrılı ve daha hareketli olmalarını sağlayarak yaşam kalitelerini artırabilir. Düzenli omurga sağlığı kontrolleri, omurga sorunlarının erken teşhis edilmesine ve etkili bir şekilde tedavi edilmesine olanak tanır. Böylece kişiler sağlıklı bir omurga ile daha aktif bir yaşam sürebilirler.
Omurga Sağlığı Neden Önemlidir?
Sinir İletimi: Omurga, sinir sistemine ait sinirlerin korunmasını ve iletimini sağlar. Omurga sağlığı, sinirlerin düzgün çalışmasını ve iletimini etkileyerek vücudun genel işlevselliğini etkiler. Hareket ve Esneklik: Omurga, vücut hareketlerini mümkün kılar. Esnek bir omurga, kişinin rahatça hareket etmesini ve günlük aktiviteleri yerine getirmesini sağlar. Kan Akışı ve Beslenme: Omurga ve omuriliğe giden kan damarları, bu bölgenin beslenmesini ve oksijen almasını sağlar. Sağlıklı bir omurga, bu beslenmeyi destekleyerek omurilik ve çevresindeki dokuların sağlığını korur. Doğru Duruş ve Denge: Omurga, doğru duruşu destekler ve vücudun denge ve koordinasyonunu sağlar. Doğru duruş, omurganın sağlıklı olmasıyla ilişkilidir ve bu da fizyolojik dengeyi etkiler. Kas ve Eklem Sağlığı: Omurga, kasların ve eklemlerin fonksiyonlarını etkiler. Sağlıklı bir omurga, kasların ve eklem yapılarının dengeli bir şekilde çalışmasını destekleyerek genel fiziksel performansı etkileyebilir. Omurilik Koruması: Omurga, omuriliği korur. Omurilik, vücuttaki sinirlerin ve sinir sinyallerinin iletimi için kritik bir rol oynar. Omurilik yaralanmaları, iletimde kesintilere veya ciddi sorunlara neden olabilir. Omurga sağlığına yönelik gerçekleştirilecek seanslar ile omurga sağlığının korunması veya iyileştirilmesi sağlanabilir. Böylece vücut için önemli olan tüm işlevleri verimli bir şekilde sürdürülebilir.
Düzeltici egzersizler veya “corrective exercises”, vücudun dengesini, postürünü ve hareket kalitesini geliştirmek için yapılan spesifik egzersizleri ifade eder.Bu programlar, bir fizyoterapist rehberliğinde yapılır. Fizyoterapistler, bireyin postürünü, hareket kompansasyonlarını , kas dengesizliklerini değerlendirir , kişilerin günlük yaşamlarında tekrarlı yaptığı fiziksel hatalar var ise bulur ve kişiye özel bir program oluşturur. Bu programlar, bireyin duruş bozukluklarını düzeltmeyi, vücudun belirli bölgelerini hedef alarak zayıf kas gruplarını güçlendirmeyi, fazla gergin olan kasları gevşetmeyi veya hareketi düzelten ve vücut mekaniğini optimize eden aktiviteleri içerebilir. Düzeltici egzersizlerin amacı, vücutta anormallikleri veya fonksiyonel bozuklukları gidererek daha sağlıklı bir hareket ve postür elde etmektir. Omurga hizasını sağlamak, kas dengesini yeniden kurmak ve kan dolaşımını iyileştirmek için özel egzersizleri içerir.
Düzeltici egzersizlerin önemi birkaç farklı açıdan incelenebilir;
• Postür ve duruşun iyileştirilmesi
• Sağlıklı postür sayesinde sağlıklı nefes alınıp verilebilmesi ve dokulara ulaşan oksijenin arttırılması
• Sakatlanma riskini azaltması
• Kas dengesini ve işlevselliğini arttırma
• Hareket kalitesini, mobilize ve esnekliği arttırması
• Omurga sağlığını desteklemesi
• Yaşam kalitesini arttırması
Kimler İçin Gereklidir?
Fizyoterapist eşliğinde postür eğitimi ve düzeltici egzersizler, özellikle kifoz ( kamburluk ) , hiperlordoz , yuvarlak omuz , başın öne tilti gibi postür sorunları yaşayanlar için uygundur. Bunun yanı sıra, kronik bel ağrısı, boyun ağrısı veya omurga sorunları yaşayanlar, masa başı çalışanlar veya omurga sağlığını iyileştirmek isteyen herkes için faydalı olabilir. İşin uzmanı bir fizyoterapist ile çalışmanız hareketlerin doğru ve güvenli bir şekilde yapılmasını ve sakatlanma riskiniz olmadan sonuç almanızı sağlar.
Klinik pilates geçirilmiş bir yaralanma , ameliyat sonrası veya hafif omurga problemlerinde hastaya özel tedavi için kullanılır. Pilatesten farklıdır çünkü birden fazla kişinin aynı programı tamamlaması yerine, bireyin spesifik yaralanmalarını ve fiziksel ihtiyaçlarını dikkate alır . Bunun duruş, esneklik, kas gücü, kontrol, denge ve merkez bölgesi ile pelvik tabanın dengelenmesi gibi birçok faydası vardır. Standart Pilates uygulamasında bulunmayan ek bir faktör, bir fizyoterapist tarafından yapılan klinik değerlendirme ve uygulamadır. Klinik Pilates eğitmeni egzersiz fizyolojisi ve patolojisi konusunda uzman bilgi ve eğitime sahiptir. Bu, eğitmenin, hastanın endişesini iyileştiren ve gideren, ağrı çekme ve yeniden yaralanma riskini azaltan hedefe yönelik egzersizler içeren bir program hazırlamasına olanak tanır. Klinik Pilates’in sunduğu kişiselleştirme düzeyi geleneksel Pilates derslerinde mevcut değildir.
Klinik Pilatesin Faydaları Nelerdir ?
Klinik pilates önerilen sıklıklarla düzenli olarak yapılması halinde bazı faydalar sağlar. Klinik pilates faydaları aşağıdaki gibi açıklanabilir.
• Postürün iyileştirilmesini sağlar.
• Omurga ve çevresindeki kasların güçlenmesini sağlayarak doğru duruşu destekler. Bu, sırt ve boyun ağrılarını azaltabilir ve duruş bozukluklarını düzeltebilir. gücü ve esnekliğinin artırılmasına yardımcı olur.
• Denge ve koordinasyonun geliştirilmesini sağlar.
• Klinik pilates egzersizleri, sindirim sistemini destekleyebilir ve dolaşımı artırabilir. Bu, vücudun genel sağlık ve iyileşme süreçlerini destekleyebilir.
• Omurga sağlığının desteklenmesi ve omurga ağrılarının geçirilmesine yardımcı olur.
• Nefes tekniklerine odaklanır. Düzenli nefes almayı teşvik ederek daha iyi nefes kapasitesi, akciğerlerin daha verimli çalışması ve stresin azalması sağlanabilir.
• Rehabilitasyon ve yaralanma sonrası iyileşmeyi hızlandırır.
• Kişiye özel hazırlanmış programlar sayesinde kişiye uygun modifiye egzersizler kullanılır ve daha hızlı sonuç alınır
Reformer Pilates, geleneksel pilates egzersizlerinin reformer adı verilen özel bir ekipmanla yapılmasıdır. Reformer ekipmanı, kayar platformlar, yaylar ve kayışlar gibi parçalardan oluşur. Bu parçaların bir araya gelmesiyle çeşitli direnç seviyelerinde ve farklı pozisyonlarda egzersiz yapılabilmesine olanak tanır. Reformer Pilates, kas gücünü artırarak vücudunuzun çeşitli bölgelerindeki derin ve yüzeysel kas gruplarını çalıştırır. Güçlenmenin yanı sıra aynı zamanda mobilite esneklik ve endurans üzerine odaklanır.Vücudun denge ve postürünü geliştirir. Bu, günlük yaşamda daha sağlam ve dengeli hareket etmenize yardımcı olabilir.
Kimler Reformer Pilates İçin Uygundur?
Her seviyeden katılımcı Reformer Pilates için uygundur. Yeni başlayanlar için bile uygun seviyede ayarlanabilir egzersizler sunabilir. Aynı zamanda, sporcular, dansçılar veya rehabilitasyon sürecinde olan bireyler de fayda sağlayabilir. Hamilelik döneminde de uygun modifikasyonlarla uygulanabilir.
Aletli Pilatesin Tarihçesi
Joseph Pilates tarafından 20. yüzyılın başlarında aletli pilates yöntemi oluşturulmuştur. Joseph Pilates, I. Dünya Savaşı sırasında Alman askerlerinin rehabilitasyonunda ve bakımında çalışmış bir fiziksel terapistti. Bu süreçte, yaralı askerlerin iyileşmesine yardımcı olmak için kendi geliştirdiği egzersiz teknikleri üzerinde çalıştı. Yatan askerleri ayağa kaldırarak egzersiz yaptıramadığı için başka bir yöntem düşündü ve aletli pilatesin temelini oluşturan makineler, Joseph Pilates’in sağlık rehabilitasyonu için tasarladığı sistemde ortaya çıktı. Bu makinelerin özelliği, yaylar, kayışlar ve hareketli parçalar gibi farklı ekipmanların kullanılmasıydı. Bu ekipmanlar, vücuttaki farklı kas gruplarını hedeflemek, direnç oluşturmak ve esneklik sağlamak için kullanılıyordu. Bugün, aletli pilates, dünya genelinde sağlıklı yaşam merkezlerinden , rehabilitasyon kliniklerinde , spor salonlarından ve kişisel antrenmanlarda yaygın olarak kullanılan bir egzersiz ve rehabilitasyon metodudur.
Koruyucu Fizyoterapi
Osteopati, kişilerine şikayetlerine göre vücuttaki kas-iskelet sistemi , sinir sistemi , kranio-sakral sistem , dolaşım sistemi ve iç organları elleri ile değerlendirir ve bu şikayetleri oluşturabilecek sebepleri bulur. Ağrı kesici almak gibi semptomatik bir tedavi yerine bu sebepleri ortadan kaldırdığında şikayetlerin de ortadan kalktığını savunan bir bakış açısı ve yöntemlere sahiptir. Vücuttaki hareket, dolaşım, sinir sistemi ve organların doğru çalışmasını uyararak vücudun kendi kendini iyileştirme potansiyelini harekete geçirmeye çalışır. Böylece vücutta iyileşme sağlanabilir.
Bu tedavi yaklaşık 140 yıl önce Amerikalı doktor Andrew Taylor Still tarafından geliştirildi. Amerika’ da ve Avrupa’ da yaygın bir şekilde kullanılıyor.
Osteopati, WHO (Dünya Sağlık Örgütü) tarafından bir teşhis ve tedavi yöntemi olarak kabul gördü. Osteopati, anatomi ve fizyolojinin esaslarına dayanıyor. Vücutta her sistemin birbiriyle uyumlu çalışması gerekiyor. Bu sistemlerden birindeki aksaklık vücudun genel işleyişini aksatıyor. Bu da vücutta fonksiyon bozukluklarına neden oluyor. Bu fonksiyon bozuklukları sonucu ağrı ortaya çıkıyor. Bu fonksiyon bozukluları tespit edilerek tedavi edilmeye çalışılıyor.
Osteopat; sadece fizyoterapist ve doktorların katılabildiği 5 yıl süren osteopati eğitimini almış kişilere deniyor. Osteopati eğitimi anatomi ve fizyoloji temellerine dayanıyor. Osteopat; kişinin osteopatik muayenesini yapıyor ve bulduğu fonksiyon bozukluklarını osteopatik teknikler uyguluyor .
Osteopati ile vücuttaki birçok soruna odaklanılabiliyor;
- Kas iskelet sistemindeki akut ve kronik ağrılarda,
- Fonksiyon, yürüme, denge ve koordinasyon bozukluklarında,
- Uyku sorunları, stres, gevşeyememe, kronik yorgunluk , anksiyete gibi durumlarda,
- Bel, boyun, sırt ağrıları ve fıtıklarda,
- Migren ve gerilim tipi baş ağrılarında,
- Skolyoz, kifoz gibi postür bozukluklarında,
- Ameliyat sonrası ağrı ve yapışıklıkların giderilmesinde,
- Spor yaralanmalarında,
- Dolaşım problemlerinde (kan ve lenfatik sistemde),
- Kabızlık, ishal, idrar kaçırma, hazımsızlık, gaz, karın ağrısı ve hazım organlarının fonksiyon bozukluklarında destekleyici tedavi olarak,
- İdrar kaçırma, yoğun regl ağrısı ve pelvik ağrılarda
Hamilelikten sonra oluşan kadın sağlığı problemlerinde osteopati kullanılabiliyor.
Akut ağrı, genellikle bir yaralanma veya cerrahi müdahaleden, vücudu yanlış kullanmaktan veya soğuğa maruz kalmaktan kaynaklanabilir.Genellikle kısa süreli olan ağrı türüdür. Kronik ağrının ise genellikle altında yatan birden fazla sebep olur ve uzun süre devam eden ağrıdır. Her ikisi de farklı tedavi stratejileri gerektirebilir ve yönetimleri genellikle uzmanlar tarafından belirlenen özelleştirilmiş bir yaklaşım gerektirir;
- Multidisipliner Yaklaşım: Kronik ağrı genellikle multidisipliner bir yaklaşım gerektirir. Bu, doktorlar, fizyoterapistler, psikologlar ve diğer sağlık uzmanları arasında işbirliği anlamına gelir.
- Fiziksel Terapi ve Egzersiz: Kronik ağrı durumunda, kas gücünü artırmak, esnekliği artırmak ve postürü düzeltmek için fizyoterapi veya egzersiz programları kullanılabilir.
- Ağrı Yönetimi Programları: Bu programlar, ağrıyı anlama, kabul etme ve baş etme becerilerini geliştirmek için eğitim ve danışmanlık içerebilir.
- Nefes ve Meditasyon: Bilimsel olarak faydaları kanıtlanmış nefes ve meditasyon tekniklerini içerebilir.
- Psikolojik Desteğin Kullanımı: Kronik ağrı sıklıkla psikolojik durumları etkiler. Bu nedenle, psikolojik danışmanlık, stres yönetimi ve rahatlama teknikleri ağrı yönetiminde önemli olabilir.
Ağrı yönetimi tedavisinde multidisipliner bir yaklaşım izlenmesi hedeflenen sonuca daha kolay bir şekilde ulaşılmasını sağlayabilir.
Manuel terapi, ellerin doğrudan kullanıldığı bir fizyoterapi ve rehabilitasyon yöntemidir. Bu terapi yöntemi, kas-iskelet sistemiyle ilgili ağrı, hareket kısıtlılığı veya fonksiyonel bozuklukları tedavi etmek için kullanılır. Eller, çeşitli manipülasyon ve tekniklerle vücut üzerindeki dokulara veya eklemlere uygulanarak gerçekleştirilir.
Manuel terapi, özel eğitim almış fizyoterapistler ve osteopatlar tarafından uygulanır. Bu terapi yöntemi çeşitli teknikleri içerebilir:
- Manipülasyon ve Mobilizasyon: Bu teknikler, eklemlerin hareket açıklığını artırmayı, eklem gerginliğini azaltmayı ve ağrıyı hafifletmeyi amaçlar. Eklemlere uygulanan hassas ve kontrollü hareketlerle gerçekleştirilir.
- Yumuşak Dokulara Yönelik Teknikler: Masaj, germe ve doku manipülasyonu gibi teknikler, kas gerginliğini azaltmaya, dolaşımı artırmaya ve gevşemeyi teşvik etmeye yöneliktir.
- Klinik Rehabilitasyon Egzersizleri: Manuel terapi, rehabilitasyon sürecinin bir parçası olarak özel egzersizler de içerebilir. Bu egzersizler, iyileşmenin kalıcılığını sağlamak, gücü artırmak ve fonksiyonel iyileşmeyi desteklemek amacıyla uygulanır.
Manuel terapi, belirli duruş bozuklukları, sırt ağrısı, boyun ağrısı, eklem ağrıları, kas spazmları ve yaralanmalarda etkili olabilir. Tedavi genellikle kişinin durumu ve ihtiyaçlarına göre özelleştirilir. Bu terapi yöntemi, doğru tekniklerle ve uzmanlar tarafından uygulandığında, ağrıyı hafifletebilir, hareketi artırabilir ve genel olarak kişinin yaşam kalitesini iyileştirebilir. Ancak, herhangi bir tedavi seçeneği gibi manuel terapi de uygun şekilde ve uzman kontrolünde kullanılmalıdır.
Kas-iskelet sistemiyle ilgili rahatsızlıkların, yaralanmaların veya cerrahi müdahalelerin tedavisi ve iyileştirilmesi amacıyla kullanılan bir rehabilitasyon türüdür. Bu tür rehabilitasyon, ortopedik problemlerin yönetimi, iyileştirilmesi ve fonksiyonel olarak daha iyi bir duruma getirilmesi için tasarlanmıştır. Ortopedik rehabilitasyonun temel hedefleri şunlardır:
- Fonksiyonel İyileşme: Hareket kabiliyetinin, gücünün ve esnekliğinin geri kazanılması, normal günlük aktivitelere ve işlevlere dönüş sağlanması.
- Ağrı Yönetimi: Ortopedik problemler genellikle ağrıyla ilişkilidir. Rehabilitasyon, ağrıyı hafifletmeyi ve kontrol altına almayı amaçlar.
- Kas Gücü ve Dayanıklılığın Artırılması: Belirli kas gruplarının güçlendirilmesi ve dayanıklılığının artırılması, yaralanmaların ve tekrarlayan sorunların önlenmesine yardımcı olabilir.
- Hareket Aralığının İyileştirilmesi: Yaralanma veya cerrahi sonrası oluşan hareket kısıtlılıklarının giderilmesi ve eklem esnekliğinin artırılması.
- Cerrahi Sonrası Rehabilitasyon: Ortopedik ameliyatlar sonrası iyileşmeyi hızlandırmak, hareketin geri kazanılmasını sağlamak ve ameliyat sonrası komplikasyonları önlemek için rehabilitasyon programları uygulanabilir.
Ortopedik rehabilitasyon programları, alanında uzman fizyoterapistlerimiz tarafından yönetilir. Herkes için özelleştirilmiş bir plan oluşturulur; bu plan, kişinin spesifik durumuna, yaralanmasına veya rahatsızlığına ve iyileşme hedeflerine göre belirlenir. Bu tür rehabilitasyon, kişinin fonksiyonel seviyesini artırmak ve yaşam kalitesini iyileştirmek için önemli bir rol oynar.
Kinezyolojik Bantlama
Yoga kelimesi, Sanskritçe ‘yuj’kökünden türetilmiştir ve ‘birleşmek’ anlamına gelir. Yoga beden, zihin ve ruhun yanı sıra bireysel benlik ve evrensel bilinç arasında birlik yaratmayı amaçlamaktadır. Böyle bir birlik, egonun yönlendirdiği düşünce ve davranışları etkisiz hale getirerek ruhsal bir uyanış duygusu yaratır. İlk olarak bilge Patanjali tarafından MS 400 civarında Yoga Sutralarında yazıya dökülen uygulama, aslında bu metin ortaya çıkmadan çok önce öğretmenden öğrenciye aktarılmıştı. Binlerce yıllık bir geçmişe sahip olan bu antik uygulama, bedensel pozisyonlar (asanalar), nefes egzersizleri (pranayama) ve meditasyon tekniklerini bir araya getirir. Bu kombinasyon, hem fiziksel hem de zihinsel bir egzersiz ve gevşeme sağlar. Yoga, esneklik ve kas gücünü artırmak için tasarlanmış bir dizi pozisyondan oluşur. Esneklik, vücutta hareketliliği artırabilirken, pozisyonlar da kas gücünü geliştirebilir. Nefes kontrolü ve meditasyon sayesinde stresi azaltmaya ve zihinsel dengeyi sağlamaya yardımcı olabilir. Bu, ruhsal ve duygusal esenlik halini arttırabilir. Patanjali’nin Yoga Sutraları, yoganın geleneksel temelini oluşturur ve burada yogayı 8 kola ayırır ve öğretinin ana hatlarını çizer.Sekiz kolun her biri, daha fazla bütünlük, öz disiplin, doğaya saygı ve yaşamın ruhsal yönleriyle bağlantı içinde sağlıklı yaşamanın bir yolunu sunar. Bu sekiz uygulamanın bütünsel bir şekilde gerçekleştirilmesi amaçlanmaktadır:
- Yamalar:Uyulması gereken beş evrensel, etik ve ahlaki gözlem (şiddetsizlik, doğruluk, çalmama, kendine hakim olma ve açgözlülük)
- Nyamalar:Beş manevi ve öz disiplin ibadeti (temizlik, memnuniyet, manevi sadelik, kutsal yazıların incelenmesi ve yaratıcıya teslimiyet)
- Asana: Başlangıçta yalnızca oturarak meditasyon yapabilmek için tasarlanan fiziksel pozlar, yakın zamanda tüm fiziksel yoga uygulamalarını kapsayacak şekilde uyarlandı.
- Pranayama:Prananın (hayati yaşam enerjisi) akışını kontrol etmek için nefes egzersizleri
- Pratyahara:Duyuların geri çekilmesi
- Dharana: Tek noktaya yoğunlaşma, konsantrasyon
- Dhyana: Meditasyon
- Samadhi: Kurtuluş veya ilahi olanla mutlu birlik
Yoga Kimler İçin Uygundur?
Yoga, genellikle her yaş ve beden tipi için uygundur. Yeni başlayanlar için bile farklı zorluk seviyelerinde dersler mevcuttur. Ayrıca, stresle başa çıkmak, esneklik kazanmak, ruhsal dengeyi sağlamak veya fiziksel sağlığı desteklemek isteyen herkes için de yoga önerilebilir.
Alanında uzman fizyoterapistlerimiz tarafından uygulanan seanslarımız vücudu dinlendirme, iyileştirme ve yeniden şarj etme amacıyla uygulanır .Genellikle yüksek düzeyde fiziksel aktivite yapanlar, sporcular veya yoğun antrenman programlarına sahip olanlar için özellikle önemlidir. Bununla birlikte, herhangi bir fiziksel aktivite sonrasında vücudu rahatlatmak ve iyileştirmek isteyen herkes bu seanslardan faydalanabilir. Bu seanslar aşağıdaki hizmetleri içerir;
1- Manuel terapi
2- Kupa terapi
3- Graston teknikleri
4- Theragun masajı
5- Soğuk veya sıcak terapi
6-Pnömatik kompresyon ve smart goggles
7- Esneme ve mobilite egzersizler
SporsCareClinic
Sağlığınıza Sportif Bir Dokunuş.
01. Uzman ve Deneyimli Ekip
02.Kişiselleştirilmiş Yaklaşım
03.Tecrübe ve Güvenilirlik
SporsCareClinic
Hizmetlerimiz.
Uzman fizyoterapistlerimiz ve deneyimli ekibimizle fizyoterapi, pilates, sporcu desteği ve
daha birçok sağlık hizmetini, bireysel ihtiyaçlarınıza özel olarak sunuyoruz